Gustav Klimt (1862-1918) Genel Bakış

     Sanat tarihine adı "altın" harflerle yazılan Gustav Klimt, besteci olmak isteyen Anna Klimt ve kuyumcu Ernst Klimt'in ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Ondört yaşında girdiği Viyana Sanat ve Zanaat Okulu , yaşamının şekillenmesinde büyük rol oynadı. Burada mimari çizim dersleri aldı. Aynı okula devam eden erkek kardeşi Ernst ve okuldan arkadaşı Franz Matsch ile sıkı bağı olan Klimt'in el becerisi hızla dikkatleri üzerinde toplamasını sağladı. Akademik eğitime önem veren Gustav Klimt, döneminin tarih resimleriyle ünlü ustası Hans Makart'tan ders aldı. 

Gustav Klimt

    Gustav, Ernst ve Franz, Ernst Klimt 1892 yılında ölene kadar, uzun yıllar birlikte çalıştılar. Hatta 1879 yılında birlikte Künstler-Compagnie'yi kurdular. İmparator Franz Joseph ve İmparatoriçe Elizabeth'in evliliklerinin gümüş yılı kutlamaları çerçevesinde düzenlenen törenler için çeşitli süslemeler yapılmasına dair siparişlerden payını alan üçlüden Gustav Klimt, öne çıkan çalışmalar yaptı. Ardından Carlsbad'daki kaplıcalar için tavan resmi yapma siparişi alan üçlünün işleri giderek açıldı. Dönemin en ünlü caddesi olan Ringstrasse'deki büyük kamu binalarının tavanlarını ve iç duvarlarını resimleme siparişlerine bir ara yetişemez olmuşları. Geçen süreçte İmparator özellikle Klimt'in çalışmalarından öylesine etkilenecekti ki ona Altın Haç Ödülü'nü verecekti. 

Viyana'daki Eski Burtgheater'ın Oditoryumu, Gustav Klimt, 1888


   Çok sevdiği kardeşinin 1892 yılında ölmesinin ardından Klimt kardeşinin o esnada hamile olan eşini ve ailesini himayesi altına aldı. Ernst'le birlikte yürüttüğü dekorasyon işlerini bıraktı ve ardından hem kariyeri hem de işleri değişmeye başladı. 1894 yılında Matsch ile ortak atölyelerinden ayrıldı.  Üç yıl sonra Klimt yakın arkadaşlarıyla birlikte Sezesyon'u kurdu; grubun seçilen ilk başkanı oldu. Sezesyon'un ilk ve ikinci sergisi oldukça başarılıydı. Grup sergilerden elde edilen gelirle kendi binasını inşa ettirdi. Klimt giderek ünleniyordu ancak bir taraftan da akademik resim anlayışından uzaklaşıyor, yeni arayışların peşinde farklı denemeler yapıyordu. İnsan vücudunu betimleme anlayışı bakımından akademik kurallardan bağımsız hareket ettiği resmi bir sipariş yüzünden kendini büyük bir skandalın ortasında buluverdi. Eğitim Bakanlığı tarafından verilen, Viyana Üniversitesi için felsefe, tıp ve hukuk alegorisi içeren resim yapma siparişi, Matsch ile yollarını bütünüyle ayırmalarına neden olacaktı.

     Bohem yaşamı seven Klimt, Viyana'nın kültür sanat ortamında hızla dikkatleri üzerine çekti. Kentin çoğunluğunu Yahudilerin oluşturduğu  yüksek sosyeteye ilgiyle ve merakla kabul edilmişti adeta. Etrafında onu seven dostları en çok da kadınlar vardı. Ancak pimpirikli, kaygılı, hatta neredeyse hastalık hastası bir yapısı vardı. Yaşamı boyunca  sayısız kadınla ilişki kurmasına, pek çok gayrimeşru çocuğunun olmasına rağmen o hiç evlenmemiş,  annesi ve kız kardeşleriyle bir apartman dairesinde yaşamaya devam etmişti.  Her gün düzenli olarak evden çıkıp üşenmeden taşradaki atölyesine gitmişti. 

Adele Bloch-Bauer Portre, Gustav Klimt, 1907


    Hayatına pek çok kadın giren Klimt'in sevgilisi olduğu ileri sürülen bir çok isim öne çıkıyordu. Emilie Flöge (Klimt'in erkek kardeşi Ernst'in karısının kız kardeşi). Adele Bloch-Bauer, Alma Schindler-Mahler, Marie (Mizzi) Zimmerman, Maria Ucicky, Consuela Huber... Bunların bir kısmıyla gerçekten aşk ilişkisi yaşamıştı. Klimt'in en az kadınlar kadar  sevdiği, etrafında olmasından hoşlandığı bir şey daha vardı:kediler. Atölyesi çıplak, yarı çıplak kadınlarla ve kedilerle doluydu. Ressamın atölyesine gidenler ortalıkta dolaşan, her köşeden aniden karşılarına çıkan çıplak çekici kadınların, yerde, kanepe üstlerinde, etrafa saçılmış halde duran kadın giysilerinin, mücevherlerin, makyaj malzemelerinin ve onlarla oynayan kedilerin arasında çuval benzeri elbisesi ve sandaletleriyle durmuş hızlı hızlı çizim yapan ressamın yanına varana kadar başka bir dünyaya geldiklerini hissediyorlardı. 

    1903 yılında Ravenna'ya giden Klimt, San Vitale Bazilikası'ndaki Bizans mozaiklerini yakından inceleme fırsatı bulmuştu. Bu ilk seyahatinden sonra Venedik'e ve Ravenna'ya bir kez daha gitti. Altın işlemeciliği konusunda babasından çok şey öğrenmişti ve bunu kendi sanatına uygulamayı düşündü. bu tarihten sonra eserlerinde altın kullanımı öne çıkmaya başladı. Dekoratif ögelere ve süslemelere her zaman ilgisi olan Klimt, Flöge kardeşlerin modaevine katkıda bulunmak suretiyle zaman zaman kumaş ve giysi tasarımı da yapmaya başladı.  Resimlerinde insan teninin görünüşü de ayrı bir gelişim göstermişti.  Eski Mısır'dan, Bizans sanatından, Japon kültüründen esinlenerek parçalar halinde ve ayrıntıyla oluşturduğu motiflerin arasından sızarcasına öne çıkan insan teni, seyirciye erotik bir gözetleme hissi veriyordu.  

    11 Ocak 1918'de inme geçiren Klimt'in vücudunun bir kısmı felç olmuştu. Bir yandan da İspanyol gribi olan ressamın bedeni iki hastalığın yükünü taşıyamadı ve Klimt, Şubat ayında öldü. Yakın arkadaşı ve ilk Klimt monografisini yazan Hans Tietze onun hakkında şunları söylüyordu: 

                (....) güçten düştüğü için dünyanın geri kalanından soyutlanan Viyana resmini alıp tekrar bu dünyaya getirdi. (...) yüzyılın başında Viyana'nın sanatsal şahsiyetini kazanmasını herkesten çok o sağladı.

    Fransız heykeltraş Auguste Rodin'e, İngiliz ressam Abott McNell Whistler'a hayrandı ama onları hiçbir zaman taklit etmemişti.  Çağdaşı ressamların aksine akademik eğitime hiç karşı çıkmamış, bu alanda Viyana'nın en iyisinden, Hans Makart'tan ders almıştı. İlk dönem resimlerinde Makart'ın etkileri yoğun hissedilse de  kısa zamanda kendi sanatsal dilini geliştirmişti. Modellerinin hemen hemen hepsiyle birlikte olan Klimt öldüğünde,  gayrimeşru pek çok çocuğu olduğu ileri sürüldü ancak bunlardan yalnızca altısının gerçekten sanatçının çocukları oldukları açıklandı. Klimt'in ölümünden sonra yasal mirasçılar yalnızca üç kadın ve çocuklarını maddi olarak desteklemeye devam ettiler. 


Kaynak: Sanatın Büyük Ustaları 11, Klimt

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Antik Mısır Sanatı

Ayşe Celile Hikmet Uğuraldım (1880-1950) - İlk Türk Kadın Ressamlarımızdan...

Antik Yunan Sanatı (MÖ. VII. ve V. Yüzyıllar Arası)