Ayşe Celile Hikmet Uğuraldım (1880-1950) - İlk Türk Kadın Ressamlarımızdan...
Celile Hikmet, tam adıyla Ayşe Celile Hikmet Uğuraldım, ilk türk kadın ressamlarımızdandır. Celile Hanım Hasan Enver Paşa'nın kızı, Nazım Hikmet'in annesi, Yahya Kemal Beyatlı'nın uğruna şiirler yazdığı imkansız aşkıdır...
Celile Uğuraldım Karakalem Özportresi |
Celile Hanım'ın dedelerinden Mustafa Celaleddin Paşa, Polonya'nın işgali ile başlayan ayaklanmaya katıldıktan sonra 13 yaşında ülkesinden Osmanlıya sığınmış olan Konstantin Borzeckidir. Osmanlıya sığındıktan sonra Mustafa Celalettin ismini almıştır. Diğer dedesi Mehmet Ali Paşa ise 12 yaşında doğup büyüdüğü Almanya'da yetimhaneden kaçarak gemilerde miço olarak çalışmaya başlayan Ludwick Karl Friedrich Detroit'dir. Çalıştığı gemi bir ilkbahar günü İstanbul'a giriş yapan Karl, gemi Kız Kulesi yakınlarından geçerken denize atlar ve yakalanarak Osmanlı'nın önde gelen devlet adamlarından Mehmet Ali Paşa'nın yanına götürülür. Karl'ı çok seven Mehmet Ali Paşa çocuğu geri göndermez ve artık benim oğlumsun diyerek ona Mehmet Ali Paşa adını verir. Celile Hanım, 1880 yılında , Selanik'te Mustafa Celaleddin Paşa'nın oğlu Hasan Enver Paşa ile Mehmet Ali Paşa'nın kızı Leyla Hanım'ın evliliklerinden dünyaya gelir.
Nazım Hikmetin Portresi |
Üretken bir sanatçı olması dolayısıyla çok sayıda resim üreten Celile Hanım, bunların çoğunu etrafındakilere seve seve dağıtır. Bu yüzden aile çevresi dışında da çok sayıda resmi bulunmaktadır. Özellikle hamam resimlerine çok sayıda talep gelir ancak hamam resimlerini verirken bir koşul öne sürer Celile Hanım "Bunu yatak odasına değil salona asın lütfen" Murat Germen 'Celile Hanım' (Yapı Kredi Yayınları)
Şiddetli geçimsizlik nedeniyle 1917 yılında eşi Hikmet Bey'den ayrılan Celile Hanım, boşanmak üzereyken Yahya Kemal ile tanışır. Yahya Kemal genç yakışıklı ve dönemin saygın şairlerindendir, Bahriye mektebinde aralarında Nazım Hikmet ve Necip Fazıl'ın da bulunduğu bir şiir bir grubunun şiir hocalığını yapmaktadır. Celile Hanım'ın evine Nazım'a ders vermek üzere gidip gelmeye başlar. Derslerden sonra sanat üzerine uzun konuşmalar yaparlar Celile Hanım'la, derken imkansız bir aşkın tohumları ekilir evli, iki çocuk annesi ressam Celile ve ondan yaşça küçük şair Yahya Kemal arasında. Celile Hanım gönlünü çoktan kaptırmıştır, zaten geçimsizlikler yaşadığı evliliğini daha fazla uzatmaz ve boşanma kararı ile bir adım daha atar Yahya Kemal'e .Yahya Kemal ise deliler gibi aşık olmasına rağmen hayatı boyunca evlilikten korkmuş bir adamdır. Bu korkusunun Nazım'la olan münasebeti ile ilgisi vardır elbette. Annesi ile hocası arasındaki etkileşimin farkına vardığında onbeşindedir Nazım, annesinin babasından boşanma sebebi olarak görür Yahya Kemal'i. O yaşta bir genç için başka bir adamı üstelik hocası olarak evine gelen bir adamı kabullenmesi güçtür, kıskanır ve öfke duyar. Gün geçtikçe bu aşkın dedikoduları ayyuka çıkar, Nazım'ın Yahya Kemal'in de kulağına dolar dedikodular. Yahya Kemal geri adım atar bir süre Nazım'a görünmemeye Bahriye Mektebine gitmemeye çalışır. Bu arada ruh sağlığı da bozulur. Ara verdi okuluna geri dönen Yahya Kemal bu defa başka bir tepkiyle karşılaşır "Hocam kibrit suyu içerek intihara kalkıştığınızı duyduk, sınıfın bu durumdan duyduğu derin üzüntüyü size söylemek isterim" Necip Fazıl hocasına sarf ettiği bu sözler sebebiyle kodes adı verilen tahta dolabın içine cezaya gönderilir.
Artık Nazım'da dayanamaz ve bir not sıkıştırır hocasının cebine." Muallimim olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz."
Yahya Kemal vazgeçemez Celile'den fakat adımda atamaz. Oysa Celile bütün dedikodulara evet diyecek kadar korkusuzdur. Yahya Kemal ile evlenmek ister ve bunu da dile getirir. Yahya Kemal'in dostu Yakup Kadri'ye "Bu kadar dile gelmiş bir kadınla ben nasıl evlenebilirim sonra herkes bana ne der." dediğini bilmeden. Yahya Kemal kendinden bile sakınırcasına sever oysa Celile'yi, deliler gibi kıskanır.
Hayallerini kurduğu evlilik gerçekleşmez Celile Hanım'ın. Yahya Kemal hep kaçar ve bir veda Mektubu gelir Celile Hanım'a evlilik teklifi yerine. Güçlü kadındır Celile Hanım Paris'e gidip resim üzerine eğitimler alır ve resme odaklanır.
Celile Hanım'ın gemi ile uzaklaşmasını çaresizlikle izleyen Yahya Kemal, ölüm üzerine yazdığı sanılan şu dizeleri kaleme alır.
"Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan,
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce yol alır
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol."
Döneminin en aktif kadın ressamşarındandır Celile Hanım. İbrahim Bey adında bir kaymakamla kısa süren bir evlilik yapmıştır. Soyadı kanunundan sonra Uğuraldım soyadını aldı. 1938'de Cumhurbaşkanı Atatürk'e orduyu ayaklanma kışkırttığı gerekçesiyle 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan oğlu Nazım için adalet isteyen bir mektup yazdı ancak bir sonuç alamadı. 1950 de hapis hayatının 12.yılına giren oğlunun başladığı açlık grevine destek vermek ve oğlunun serbest bırakılması için Galata Köprüsü üzerinde pankartlı eylem yaparak imza toplar ve kendisi de açlık grevine başlar. Bu eylem İstanbul'da büyük ses getirir.
Son yıllarında gözlerini kaybeden sanatçı, 1956'da Ankara'da yaşamını yitirdi.
Kaynaklar
- www.tr.wikipedia.org
- www.masadergi.com
- www.dünyalılar.org
Yorumlar
Yorum Gönder