Helenistik Dönem Yunan Sanatı ( IV. ve I. Yüzyıllar Arası)

         M.Ö. IV. yüzyılda sanata yaklaşım oldukça değişmiştir. İnsanlar sanatçıların çalışmalarıyla , bu çalışmaların yalnızca dinsel veya siyasal amaçları için değil, kendi değerleri için de ilgilenmeye başlamıştır.  Fidiasın heykelleri tanrıların betimlemeleri olarak ün kazanmıştı, buna karşılık IV. yüzyıl tapınaklarının büyük heykelleri ünlerini kendi sanatsal güzelliklerine borçludur. Öğrenim görmüş Yunanlılar artık şiirleri ve tiyatro oyunlarını tartıştıkları gibi resim ve heykelleri de tartışıyorlar, güzelliklerini övüyorlar ya da biçim ve üsluplarını eleştiriyorlardı.

            Sokrates'in "ruhsal yapı" dediği şeyi yüz hatlarında kullanmaya cesaret edemeyen ancak  vücut ve vücut hareketlerinde ustaca kullanan sanatçılar IV. yüzyılın sonlarına doğru   bu çekingenlikten kurtuldular ve sanatçılar yüz çizgilerine, onların güzelliğini yok etmeden hareket verme yolunu buldular.  Daha da fazlası, kişinin ruhsal yapısını ve kişinin yüz çizgilerinden çıkan anlamı (fizyonomiyi) ve bugünkü anlamda portrenin nasıl yapılacağını öğrendiler. 

          Bu dönemde sanatta ki en önemli olaylardan biri Büyük İskenderin imparatorluk kurması oldu. Yunan sanatı böylece bir kaç küçük kentin ilgi odağı olmaktan çıkarak neredeyse yarısının ortak dili haline geldi ve bu değişiklik sanatın niteliklerini de doğal olarak etkiledi. bundan sonraki dönemin sanatı Yunan sanatı  olarak değil Helenistik sanat olarak adlandırıldı çünkü Büyük İskenderin doğudaki haleflerinin kurdukları imparatorluklara bu ad verilir. Bu imparatorlukların örneğin Mısır'da, İskenderiye, Suriye'de, Antakya ve Küçükasya'da Bergama gibi zengin başkentlerinin sanatçılardan istekleri Yunanistan'da alışmış olduklarından farklıydı. Yunan sanatının üslup ve buluşları Doğunun debdebe ve ihtişamına uydurulmuştur. Yunan sanatındaki uyum ve incelik Helenistik sanatta yerini çarpıcı ve yırtıcı yapıtlara bırakmıştı. Amacı etkilemekti ve bunda başarılıydı.

Laokon ve Oğulları M.Ö. 175-150 
   
          Sonraki dönemlerde büyük üne kavuşmuş heykel yapıtlarından bazıları Helenistik dönemde yaratılmışlardır. Bu dönemde sanatçılar büyü ve dinle olan eski bağlarını büyük ölçüde yitirmiş ve teknik sorunlarla sadece teknik sorun olarak ilgilenmişlerdir. 

        Bu dönemde varlıklı insanlar sanat yapıtlarını toplamaya, orjinallerini ele geçiremediklerinin kopyasını yaptırmaya ve buldukları özgün yapıtlara inanılmaz ücretler ödemeye başlamışlardır. Yazarlar sanatla ilgileniyor, sanatçıların yaşam öykülerini yazıyorlardı. bu dönemin en ünlü ustalarının çoğunu heykelciler ve ressamlar oluşturuyordu ancak eserlerin çoğunluğu  günümüze ulaşamadığından bilgimiz yazılanlar kadardır. Yunanlı sanatçılar, eski doğu sanatının katı tabularını delip geçmişler, canlı gözlemden çıkarılan ve sayısı gittikçe artan ayrıntılar ekleyerek, dünyanın imgesini zenginleştirecek bir keşif yolculuğuna çıkmışlardır.

Kaynak: Sanatın Öyküsü, E.H. Gombrich

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Antik Mısır Sanatı

Ayşe Celile Hikmet Uğuraldım (1880-1950) - İlk Türk Kadın Ressamlarımızdan...

Antik Yunan Sanatı (MÖ. VII. ve V. Yüzyıllar Arası)